30 Ocak 2012 Pazartesi

"Uyandım"la Bitmeyen Bir Hikaye - 4


   part 4:   tüm çıplaklığıyla ethem savaş gerçeği


Geçmiş Bölüm Özetleri: 


Tabiri caizse, necmi şimşek’i soru bombardımanına tuttum; ve her şeyi bir bir öğrendim. Ethem Savaş, Bedrettin Bey, Necmi Şimşek üçgenindeki tüm çok ilginç ilişkileri günyüzüne çıkarttım. Kısaca özetlemek gerekirse olaylar tee en başından bu yana, şu şekilde cereyan etmiş:

Bedrettin bey, “benim oğlan bir bok olmaz.” diye düşünüyor üzülüyormuş. hep onun bir bilim adamı, olmadı en azından üniversitede bir öğretim üyesi olmasını istemiş. bunun tek yolu ise yüksek yerlerde adamı olmasıymış. bedrettin bey de işini sağlama alabilmek için bir robot hazırlamak, ona yüklediği yazılımlarla onu üstün bilgilerle donatmak, daha sonra bu robotu yüksek yerlere getirmek gibi planlar yapmış. buradaki maksadı, bu robota haylaz oğlu necmi’nin elinden tutmasını emretmekmiş. malum hayat kısa, kendi ömrüne güvenemiyor insan. bedrettin bey, “yarın bana ne olacağı belli değil, iyisi mi bir robot üreteyim. ömrünü 100 yıl kodlarım, bana koymaz. 2 satır kod yazıcam.” demiş. hal böyle olunca ethem savaş robotunu 23 yaşında ve bilgi deposu bir üniversite mezunu olarak ortaya çıkartmış. araştırırsanız görürsünüz, hiç bir lisenin kayıtlarında ethem savaş’ın kimlik bilgilerine rastlayamazsınız, hiç bir ilkokulda olduğu gibi.. çünkü ethem savaş bir üniversite mezunu olarak hayata geldi. annesi, babası yok. coder'ı var. yazılımcısı var: bedrettin bey. bedrettin bey'in kardeşi, bülent bey ise nüfus işleri memuru… ethem savaş’ı bir güzel nüfusa geçiren kişi yani. kimliğine bakacak olursanız anne adı ve baba adı haneleri pek de güzel sallamasyon olarak doldurulmuştur bülent bey sayesinde. neyse efendim, bunlar işin teknik kısımları. her bir detay çok güzel düşünülmüş, mükemmel bir şekilde halledilmiştir. ethem savaş’ı tanıyan herkes onun gerçek bir ana babadan doğup sokaklarda top oynayarak çocukluğunu geçirmiş, mahalle mektebinde ilköğretimini tamamlamış, atarlı ve bol sivilceli bir ergenlik dönemi geçirmiş, her parlak öğrenci gibi liseyi 5.00 ortalamayla bitirip üniversiteye girmiş bir adam olduğunu sanar. bu çok doğal. kimsenin aklına gelmez ki ethem savaş'ın 23 yaşında doğmuş bir robot olduğu... kim düşünecek?!

neyse efendim, bedrettin bey'in planı saat gibi işlemiş, işlemiş.. ethem savaş önce bir üniversitede öğretim üyesi olmuş. bedrettin bey’in ara sıra yaptığı güncellemelerle robotun beyin kıvrımları gittikçe kıvırcıklaşmış. ayrıca bedrettin bey, "dur lan çok da belli olmasın" diye kendini frenlemese, ethem savaş şu an dünyanın 1 numaralı matematikçisi olacaktı. belki dünyanın 1 numarası değil şu anda ama, bedrettin bey'in amacını gerçekleştirecek şekilde akademik kariyeri parıltılarla dolmaya devam etmiş. derken bizim haylaz necmi, üniversiteyi de bitirmiş. an itibariyle ethem savaş, üsküdar ticaret üniversitesi fen edebiyat fakültesi dekanı. bir telefonla "ethemciğim, bizim necmiyi yanına aldırıver canım. hadi öpüyorum. kib." diyince bedrettin bey, akan sular durmuş. hoop, necmi şimşek de bizim okulda hoca...



derken, bizim robot ethem kontrolden çıkmış. bedrettin bey de çareyi, okuldan 3-5 çocuğu da ekibe katıp daha kontrollü gitmekte bulmuş. bu 3-5 çocuğun kimler olduğundan bahsetmek istemiyorum, onlar kendilerini biliyorlar. ethem savaş'ın son zamanlarda kızlara sarkıyor olması, tıpkı bizi eve çağırması gibi, tamamen yazılımsal bir hata. bedrettin bey şu sıralar bunu çözmeye çalışıyor...

haa bu arada, aklıma gelmişken... "madem bu kadar mükemmel bir robot yaptınız, neden "S" harflerini söyliyemiyor?" diye necmi şimşek'e sordum. tebessüm etti ve "babam dönemin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'den kazık yemiş, ve böyle bir tepki koymak istemiş." dedi. Hep birlikte bayağı bir şaşırdık bu duruma. Artık “keşişim” daha manidardı benim için. Daha tepkisel, daha protest…

Ethem Savaş… dekanımız… robotmuş lan. Sırf necmi şimşek için tasarlanmış, kodlanmış. Serhat çayları getirdi. İçtik. İçerken bir ağırlık çöktü üzerime. “Şunun g.tünü de kapayın artık, yeter. Anladık her şeyi. daha fazla görmemize gerek yok herhalde.” Dedim. Oytun vidaları sıkarken Arif de pantolonunu hazırladı. Pantolonun cebinden çıkan kağıtta “- hazırlıktaki matematikçiler arasındaki güzel olduğunu düşündüğüm kızlar: ….” Şeklinde bir liste vardı. Tebessüm ettik. Gökhan kağıdı alıp cebine koydu. Oturduğum koltuğa uzandım. Tam uyuyordum ki, “Geçmişini bilemem ama geleceğin parlak!” sesiyle irkildim.

*** “Uyandım”la Bitmeyen Bir Hikaye’nin sonu. ***

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder