20 Temmuz 2011 Çarşamba

part 1:kırmızı kurdelayı takamayanlar-grubun doğuşu






"hayatın çok boktan bir yer olduğunu anladığımda henüz 7 yaşındaydım.öğretmenimiz beni tahtaya kaldırdı ve o güne kadar ailemin tüm çabalarına rağmen söyleyemediğim o harfi söyletmek için tahtaya kaldırdı."öğretmenim söylemiyorum."dedim."söyleyene kadar tahtadasın!" dedi gözlüklerinin arkasından bakarak.mecburen tahtaya kalktım ve söylemek için hazırlandım."benimle birlikte tüm sınıfta kahkahayı patlatmak için kendini hazırlamıştı.ama inanılmayacak bir olay oldu.tüm sınıfın gülmek için açılan ağızları şaşkınlıktan açık kaldı.tüm o yedi yıl boyunca söyleyemediğim harf ağzımdan tüm sınıfa şiir gibi yayılıyordu." falan dememi bekliyorsan sayın okuyucu böyle şeyler yalnızca romanlarda olur.bu ise bir gerçek hikaye.lütfen aptallaşmayın.neyse ben tahtaya kalktım ve tüm gün boyunca söyleyemedim.tabi bütün o aptal sınıfa malzeme oldum.o anlarda içimden geçen ilk duygu "canım öğretmenimin" ağzını burnunu kırmaktı.ama sonra düşündüm ki ne kadar yükselirsem yükseliyim başımda hep bir aptal olacaktı.buna şimdiden alışmalıydım."sanki dövmek istesen hocaya gücün yetecekti" diye şeyleri içinden geçirme sayın okuyucu.bunlar sadece küçük ayrıntılardı ve ben ise bunlarla meşgul olmak yerine gittim ve yerime oturdum.






4 yaşımda okuma yazmayı sökmeme rağmen söyleyemediğim harf yüzünden,aptal öğretmenlerin okumaya geçenlere verdiği kırmızı kurdelayı alamayan 4 kişiden biri oldum ve buda bana hayatın hiç de adil bir yer olmadığın öğretti.eğitim dedikleri şey buydu.henüz 7 yaşındaydım ve hayatın boktan ve adil olmayan bir yer olmadığını öğrenmiştim.teşekkürler "yüce eğitim sistemi.".bu dünyada sadece aptalların mutlu olabilceğini anlamak için benim kadar zeki olmanızada gerek yok.sadece şöyle bir çevrenize göz atın.eline dandik herhangi birşey alıp "düt,düüt!"diye oynayan aptal bebeklerin,annesinin ekmeğinin arasına koyduğu köfteyi yere düşürdükten sonra "oh be!çamurlu yere düşmemiş,ben bunu yerim ki."diye sırıtan aptal çocukların,okumaya geçip kırmızı kurdelayı taktıktan sonra dünyayı kurtarmış gibi kasılan aptal öğrencilerin mutlu olduğunu göreceksiniz.






ben ise artık adil olmamaya,bu boktan hayatın üzerine işemeye can atıyordum.bunun için kırmızı kurdela alamayan 4 arkadaşımıla bir grup kurmaya kara verdim.ben,ibrahim kurban,yusuf sultan ve isa göğeçıkan.benim ve ibrahim'in zekasına isa ve yusufun gücü eklenince kimsenin yan bakamadığı bir çeteye dönüşmüştük.hepimiz isyankardık,hepimiz kin doluyduk ve hepimizin en sevdiği kelime intikamdı." yazan kağıdı okuyan ibrahim kurban bana ters ters baktı ve "Allah aşkına nuh biz böyle çocuklarmıyız.ağzın çeksin inşallah.ne biçim grup hikayesi yazmışsın olum.bizi resmen mafya yapmışsın.koca hikayede kendini öv dur.bizim toplam satırımız iki satırı geçmesin.yok grubu kurmuşmuşta,yok kin doluymuşta,yok kırmızı kurdela alamamışta,kim inanır oğlum bu hikayeye?" dedi.



"kadir inanır." dedim kendimi tutamayarak.



"Allah belanı vermesin nuh.11 yaşına geldin hala yaptığın esprilere bak.ondan sonra köftesini düşüren çocuğa laf atıyorsun"



"haklısın ibrahim ya.o çocuğun yazdığı hikayeleri çok kıskanıyorum da."



"neyse nuh bu hikayeyi ben görmemiş olıyım.zaten grup kurmak için hikayeye ne gerek var.hepimiz ne güzel arkadaşız işte.isa ile yusuf'a hiç bahsetmeyeceğim.benim namaza yetişmem lazım.yarın görüşürüz."



"tamam dedim kendimden utanarak.bu çocuk böyle büyümeyi nerden öğrenmişti iyiki grubumuzda ibrahim var."diyerek eve doğru yürüyordum ki ibrahim arkadan "nuuuuuh!" diye seslendi.arkama döndüm.ibrahim:"herne kadar hikayesi sallama olsada grubun ismi güzelmiş dostum dedi.kırmızı kurdale takamayanlar.kulağa hoş geliyor...aferin...."



sırıttım ve yolda yürüken ne kadar aptal olduğumu düşündüm.çünkü bu dünyada yalnızca aptallar mutlu olur...

1 yorum:

  1. ben de nuh tufan'ın yazdıklarını kıskanıyorum bu nasıl iştir bilemedim =)

    YanıtlaSil